çocuk beslenmesi

PANDEMİ SÜRECİNDE ÇOCUKLARDA BESLENME NASIL OLMALIDIR?

Pandemi sürecinde çocuklar güçlü bir bağışıklık sistemi için nasıl beslenmeli?

Probiyotikler bağırsaklardaki yararlı mikroorganizmaları arttırarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Probiyotik bakterileri içeriğinde bulunduran kefir, ev yapımı yoğurt tüketilmelidir.

Omega-3 yağ asitinden zengin bir besin olan somon balığı, çocukların beyin gelişimini destekler. Aynı zamanda enfeksiyonlara karşı vücudu korur.

Bağışıklık sistemini destekleyen propolis tüketilmelidir .

Hem zencefil hem de zerdeçalın sayısız faydası yoğurdun probiyotik etkisi ile birleşince çocuklar için hem doğal hem de antioksidan bağışıklık güçlendirici bir karışım ortaya çıkmaktadır.

Demir eksikliği problemi yaşayan çocuklarda C vitamini içeren meyvelerin üzerine pekmez sürerek tüketmeleri, pekmezde bulunan demir emilimini artırarak çocuklara iki kat bağışıklık kazandırmaktadır.

Çocuk mutlaka ev yemekleri tüketmelidir. Fast-food beslenme tarzı, kızartmalar, şekerli yiyecekler, asitli içecekler, hazır meyve suları, gofret, bisküvi gibi hazır ambalajlı gıdalardan çocuklar uzak tutulmalıdır.

Bol bol sıvı tüketmelidir.

Yeterli ve düzenli uykuyu ihmal etmemelidir.

probiyotikler

PROBİYOTİK BESİNLER

Probiyotikler, antibiyotikle ilişkili ishal ve IBS gibi çeşitli sindirim sorunlarına karşı etkilidir.

Probiyotikler kilo kaybı ve sindirim üzerindeki etkilerine ek olarak kalp sağlığını, bağışıklık fonksiyonunu, depresyon ve anksiyete semptomlarını da iyileştirebilir.

Bağırsak ve beyin bağlantılı olduğundan ve bağırsak bakterisi beyni etkileyebilen maddeler ürettiğinden, probiyotikler beyin ve akıl sağlığı açısından faydalıdır.

Probiyotikler mikrobiyota sağlığını düzeltir ve geçirken bağırsak oluşumunu önler ve patojen bakterileri azaltır.

Probiyotikler, birçok hastalığın önde gelen nedenlerinden biri olan sistemik inflamasyonu azaltır.

Çeşitli probiyotiklerin total ve “kötü” LDL kolesterol seviyelerini düşürdüğü gösterilmiştir.

Probiyotik takviyeler bazı zihinsel sağlık bozukluklarını İyileştirir.

Probiyotikler belirli alerjilerin ve egzamanın şiddetini azaltabilir.

Probiyotik çeşitleri: Lactobacillus ,Bifidobacterium, Saccharomyces boulardii.

probiyotik bakımından zengin besinler;

-Doğal yoğurt

-Probiyotikli yoğurt

-Kefir

-Ayran

-Peynir

-Boza

-Tarhana

-Şalgam suyu

CevizliCacik

CEVİZLİ CACIK

Herkese merhaba,

Hepimizin bildiği gibi yaz aylarında yemek yapmak, yemek, sofra hazırlamak kısacası sıcak yemeklerle uğraşmak çok yorucu gelebiliyor.

Bunun yerine danışanlarıma önerdiğim ve kendimde severek yediğim kurtarıcı bir tarif sunmak istedim sizlere. Cevizli cacık.

Yoğurt, kilo vermek isteyenler için hem sağlıklı bir seçim hem de karbonhidrat ve protein içerdiğinden dolayı doyurucudur. Yani yaz için hedeflediğimiz ve ihtiyacımız olan detayları bünyesinde barındıran bir besindir diyebiliriz. 🙂

Günde 1 porsiyon yoğurt, günlük kalsiyum ihtiyacının da %30’unu karşılar.

Yoğurdun yararları saymakla bitmediği gibi geçirdiğimi koronavirüs döneminde de içerdiği probiyotikler sayesinde bağışıklık sistemimizi de kuvvetlendirdiği bilinmektedir.

Kısacası bir öğünde hem kolaylık hem de sağlığı hayatınıza katmış oluyorsunuz.

Şimdi gelelim benim sizlere özel vereceğim cevizli cacık malzeme ve tariflerine;

-200 gr yoğurt,

-3 tam ceviz,

-2 küçük salatalık,

-1/2 çay kaşığı fesleğen,

-1/2 çay kaşığı kuru nane,

-İsteğe göre semizotu veya taze nane ile renklendirip süsleyebilirsiniz.

Minik tüyo: İsteyenler metabolizmayı hızlı çalıştırsın diye yukardaki malzemelere ek olarak sumak ve keten tohumu bile ekleyebilir.

Afiyetler olsun!

probiyotikler

PROBİYOTİKLER

“Kelime anlamı “yaşam için”dir. Probiyotik yani yararlı-dost bakteriler binlerce yıldır besin maddeleri ile alınmaktadır. Fermente süt ürünleri Asya ve Ortadoğu’da binlerce yıldır tüketilmektedir Probiyotikler; ağız yoluyla yeterli miktarda alındığı zaman kişinin sağlığı ve fizyolojisi üzerine pozitif anlamlı etki yapan,yararlı (non-patojen) canlı mikroorganizmalardır.”(ÖZDEN, 2017)

Probiyotiklerin etki mekanizmaları:

  • 1. Non-immünolojik savunma (fiziksel bariyer): Gastrointestinal mukozal yüzeyin salgıları korunmada oldukça önemlidir. Salgılanan mukus ve sıvılar fiziki bir bariyer oluştururlar. Non-immünolojik bariyer yani ilk savunma sistemini oluşturur. Dış dünyadan gelen patojenik mikroorganizmalara karşı savunmada;
  •  Sindirim kanalının fonksiyonu ile mikroorganizmaları kolondan aşağı doğru ilerletmesi,
  • Normal intestinal flora patojenlerin kolonizasyonuna olanak vermemesi,
  • Gastrointestinal epitel yenilenmesi çok hızlı (3-4 gün) olduğundan patojen mikroorganizma tutunmuş olsa da süratle lümene ve daha sonra da gaita ile atılır.
  • Bu non-immünolojik savunma mekanizması bozulacak olursa enfeksiyonlara yatkınlık artar.
  • Gastrointestinal kanalın immünolojik savunma sistemleri: Gastrointestinal immün sistemin karakteristik özelliği zararsız diyet antijenlerine ve çocukluk çağında elde edilmiş normal intestinal floraya karşı tolerans (yanıtsızlık-ya da azalmış yanıt) sergilemesidir. Patojen olan mikroorganizmalara karşı ise ciddi immünolojik yanıtla cevap verir.
  • Gastrointestinal kanal bu fonksiyonları yerine getirebilmek için vücudumuzdaki en geniş immün sisteme sahiptir. Total immün sistemin %70’den fazlası gastrointestinal kanalda bulunmaktadır.
  • Probiyotik bakteri preparatları, irritabl bağırsak hastalarında da sıklıkla görülen şişkinliklerin tedavisi için tıbbi bilimsel yönergeler tarafından önerilmektedir. Bu probiyotik bağırsak bakterileri sadece semptomları (şişkinlik gibi) değil, aynı zamanda irritabl bağırsağın sebeplerini de ortadan kaldırır ve bağırsaktaki dengenin tekrar kurulmasını sağlar ve bunu üç yönlü olarak gerçekleştirir. (CEYHAN & ALIÇ, 2012)

    Gaz ve şişkinlikte etki mekanizmaları:

  • Bağırsak bakterileri tamamen doğal, sağlıklı bir bağırsakta bulunan, sindirimimizi ve iyilik halimizi birçok yönden destekleyen mikroorganizmalardır.
  • Bağırsak bakterilerinin istenmeyen etkileri yoktur – Tedavinin başında ara sıra hafif şişkinlik ve dışkıda değişiklikler meydana gelebilir. Ancak bu, iyileştirici etkiler ortaya çıkmadan önce görülen geçici bir durumdur.
  • İnflamasyon, “geçirgen bağırsak“, zararlı mikroorganizmalar (genellikle antibiyotik tedavisinden veya bağırsak enfeksiyonlarından sonra), motilite bozuklukları gibi farklı sebeplere yönelik özel kompozisyonlar şeklinde kombine edilen bağırsak bakterileri (bifidobakteriler, laktobasiller, laktokoklar, streptokoklar vb.) ile şikayetlerin sebepleri ile mücadele edilir ve bunlar ortadan kaldırılır. (CEYHAN & ALIÇ, 2012)

 

Kaynakça:

CEYHAN, N., & ALIÇ, H. (2012). Bağırsak Mikroflorası ve Probiyotikler. Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi , 107-113.

ÖZDEN, A. (2017). Probiyotik. güncel gastroenteroloji.