kırışıklık karşıtı

CİLTTEKİ KIRIŞIKLIKLAR İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ

YEŞİL ÇAY:

En zengin antioksidan kaynaklarından biri olarak bildiğiniz yeşil çayın aknelerde de etkili olduğundan bahsettik. Yeşil çay aynı zamanda cilt rahatsızlıklarının önlenmesi ve tedavisinde kullanılabilmektedir. İçeriğindeki epillogallokateşin 3- gallat’ın Antiiflamatuar ve dna onarıcı etkileri sayesinde Uv ışınlarının neden olduğu protein oksidasyonunu inhibe ederek cildinizi koruyucu etki gösterir.

CEVİZ:

Hafıza güçlendirici, diyabet hastaları için kan şekerini dengeleyici ve kalp koruyucu özelliklere sahip olan ceviz içerdiği omega-3 ve selenyum sayesinde cildinizin elastikiyetini arttırarak yaşlanmayı geciktirir ve daha pürüzsüz bir cilde sahip olmanızı sağlar. Cevizi sabah kahvaltınızda veya ara öğünlerinizde tüketebileceğiniz gibi salatalarınıza da ilave edebilirsiniz. Günde 2-3 tam ceviz rahatlıkla tüketebilirsiniz.

POLİFENOLLER:

Meyve ve sebzelerde yüksek oranda bulunan polifenoller telomer uzunluğunu üzerinde etkilidir. ( hücresel antioksidan savunmayı arttırır.  Yaşla birlikte gelişen hasarlara/ oksidatif hasarlara karşı koruyucu etki, sinyal yollarına etki eder.) Ayrıca cilt yaşlanmasını önleme, cilt kanserlerine karşı ve UV kaynaklı cilt sorunlarına karşı koruyucu etkisi vardır.  Süperoksit dismutaz ve katalaz gibi enzimleri indükleyerek cilt sağlığımıza fayda sağlar. 

RESVERATROL:

Vücuttaki inflamasyonu ve oksidatif stresi düzenler. Cilt hasarları ve yaşlanmaları için oral alımdan ziyade direk cilde uygulanmalıdır. Uzun ömür geni SIR2’yi başlatabilir, tümör gen p53’ü inhibe edebilir, hücre apoptozunu bloke edebilmektedir ve yaşlanmayı geciktirebileceği düşünülmektedir. Mor üzüm kabuğu, yaban mersini, kızılcık, mor üzüm resveratrol bakımından zengin besinlerdir.

TANNİK VE ELLAGİK ASİT:

Kronik hastalıkları ve cilt yaşlanmasını önler. ROS ve reaktif nitrojen türleri üzerine olumlu etkileri vardır. Uv ışınlarının neden olduğu derideki kollojen yıkımını ve iltihaplanmayı önler, cilt kırışıklıkları oluşumunu azaltır. Ahududu, çilek, nar, ceviz, üzüm, kuş üzümü tannik ve ellagik asit için oldukça zengin kaynaklardır.

NAR:

Narın vücudunuz için inanılmaz faydaları vardır. Özellikle nar suyu, güneşe maruz kalma ya da yaşlanma nedeniyle hasar alan ciltler için harika bir çözümdür. Piyasada nar suyu veya yağı ekstresi içeren çeşitli kozmetik ürünleri bulunmaktadır. Nar, kateşin, kuersetin, kaepferol ve equol bakımından oldukça zengindir. Bu elementler güçlü antioksidanlardır. Nar, diğer meyvelere oranla daha yüksek seviyede antioksidan içerir. Ayrıca narın kabuğu; kollojen ve elastin sentezini arttırarak cildinizi yeniler, cildinizi genç tutar ve cildinizdeki kırışıklıkların oluşumunu azaltır.

Her zaman en değerli giysinizin cildiniz olduğunu UNUTMAYIN! Kozmetik ürünler yerine sağlıklı ve doğru besinler ile cildinize yaptığınız yatırımının her zaman yılları geri götürerek sizlere geri döneceğini aklınızdan çıkarmayın. Hadi bu satırları okuduktan sonra cilt sağlığınızı korumak ya da geri kazanmak için harekete geçmeye başlayın!

Hangimiz ışıl ışıl ışıldayan, aydınlık, pürüzsüz ve sağlıklı bir cilt görünümüne sahip olmak istemez ki? 

Teşekkürler. Sağlıkla kalın! 😊

RESVERATROL

RESVERATROL NEDİR?

  • Resveratrol, antioksidan gibi davranan bir bitki bileşiğidir.  Başlıca besin kaynakları arasında kırmızı şarap, üzüm, bazı meyveler ve yer fıstığı bulunur.
  • Bu bileşik, çoğunlukla üzüm ve çilek kabuklarında ve tohumlarında yoğunlaşma eğilimindedir.
  • Resveratrol takviyeleri kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir.
  • Resveratrol takviyeleri, hayvanlarda kan yağlarına fayda sağlayabilir.  Bir antioksidan olarak LDL kolesterol oksidasyonunu da azaltabilirler.
  • Resveratrol takviyeleri, hayvan çalışmalarında ömrünü uzatmıştır.  Ancak, insanlarda benzer bir etkiye sahip olup olmayacakları net değil.
  • Güçlü bir antioksidan ve antiinflamatuar bileşik olan resveratrol, beyin hücrelerini hasardan korumada umut vaat ediyor.
  • Resveratrol, farelerin daha iyi insülin duyarlılığı geliştirmesine ve diyabet komplikasyonlarıyla savaşmasına yardımcı oldu.  Gelecekte, diyabetli insanlar da resveratrol tedavisinden faydalanabilir.
  • Resveratrol, kıkırdağın parçalanmasını önleyerek eklem ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.
  • Resveratrol, test tüplerinde ve hayvan çalışmalarında heyecan verici kanser bloke edici aktivite göstermiştir.
  • Resveratrol takviyeleri çoğu insan için muhtemelen güvenli olsa da, belirli ilaçlarla etkileşime girebilirler ve bunların nasıl etkili bir şekilde kullanılacağına dair henüz net bir kılavuz yoktur.

 

 

polikistik over sendromu

PCOS NEDİR?

Pcos Nedir?

Polikistik over sendromu (PCOS), üreme çağındaki kadınlar arasında yaygın olan bir hormonal bozukluktur.

 

PCOS kişiyi nasıl etkiler? PCOS kişiyi üreme sistemi dışındada etkileyebilmektedir. Tüylenme, saç dökülmesi,

sivilce, ve kilo kontrolünde zorlanma en sık görülen semptomlardır. PCOS kişinin hayat kalitesini düşürmesinin yanı sıra sık sık kişinin dış görünüşüyle mutsuz olmasına da sebep olabilir.

 

PCOS komplikasyonları şunları içerebilir:

* Kısırlık

*Gestastonel diyabet

* Düşük veya erken doğum

* Metabolik sendrom

* Tip 2 diyabet veya prediyabet

* Uyku apnesi

* Depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları

*Anormal uterin kanama

*Uterus astarı kanseri

 

  • PKOS tek başına, Tip 2 diyabet için risk oluşturabilir. PKOS hastalarında bozulmuş glukoz toleransı ve Tip 2 diyabet kombine prevelansı değişik çalışmalarda %35-40’a varan oranlarda bildirilmiştir.
  • PKOS hastalarının %40-60 oranıda obezite görülmektedir ve sıklıkla abdominal obezite şeklindedir.
  • PKOS, kanda androjen (erkeklik) hormonların yüksek olduğu bir durum olduğundan dolayı, bu yüksek seviyeler, kan yağları (lipitler) üzerine olumsuz etkiler yaratırlar. Yüksek trigliserit ve azalmış HDL kolesterol seviyeleri kadınlarda kalp-damar hastalıkları riskini artırır.
  • PKOS, ileri yaşlarda hipertansiyon gelişme riskini artıran bir durumdur.

 

 

Beslenme ve Fiziksel Aktivite

 

PCOS tedavisi genellikle kilo kaybı, diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile başlar. Vücut ağırlığınızın sadece yüzde 5 ila 10’unu kaybetmek, adet döngüsünü ve insülin düzeylerini düzenlemenize ve PCOS semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olur.

 

PKOS ve beslenme üzerine yapılan bazı çalışmalar; düşük karbonhidratlı bir diyet önerirken, bazı çalışmalar da insülin seviyesini kontrol etmek için düşük glisemik indeksli (GI) bir diyet önermektedir.

  • Her öğünde doğru karbonhidrat kullanımı ve yeterli protein tüketimi düşük kan şekeri (hipoglisemi) ataklarını da kontrol altında tutabilmektedir.
  • Düşük doymuş yağlı besinler tercih edilmelidir. Tam yağlı ürünlerden uzak durulması önem taşımaktadır.
  • Dengeli miktarda sağlıklı yağ tüketimi,(Omega-3 yağ asitleri) hormonları ve insülin düzeyini iyileştirmeye  yardımcı olur.
  • Yüksek lif alımı sağlamak için sebze, meyveler, baklagil tüketimine ağırlık verilmelidir.
  • Bu beslenme alışkanlıklarına ek olarak 2- 3 saat aralıklar ile besin alımı gerçekleştirilmelidir. Bu şekilde kan şekeri seviyesi dengede tutularak, yeme atakları önlenebilir.
  • Düzenli egzersiz de, insülin salınımında etkili olmaktadır.

 

 

menopoz

MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME

  • Menopoz, bir kadının hayatında adet döngüsü sona ererken doğal bir geçiştir.  Hormonlardaki değişiklikler, sıcak basmaları ve zayıf uyku gibi semptomlara neden olabilir ve metabolizmayı ve kemik yoğunluğunu olumsuz yönde etkileyebilir.
  • Menopozda östrojendeki düşüş, kas kütlesi ve kemik gücünün azalmasıyla bağlantılıdır, kadınların kırık riskini artırabilir.
  • Süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri, kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum ve D ve K vitaminlerini içerir.
  • Diyetinize süt ürünleri, sağlıklı yağlar, kepekli tahıllar, meyveler, sebzeler, fitoöstrojen bakımından yüksek yiyecekler ve kaliteli protein kaynakları dahil etmek, bazı menopoz semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
  • Omega-3 yağ asitleri gibi sağlıklı yağlar menopoz döneminde kadınlara fayda sağlar.
  • İşlenmiş karbonhidratlar, ilave şeker, alkol, kafein, baharatlı yiyecekler ve yüksek tuzlu gıdalardan kaçınmak, menopoz semptomlarını iyileştirebilir.