baş ağrısına iyi gelen besinler

BAŞ AĞRINIZA İYİ GELECEK BESİNLER!

Baş ağrısı son zamanlarda yaşam kalitemizi düşüren ve ciddi derecede artış gösteren bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Baş ağrısını tetikleyen en önemli sebeplerin başında uyku, beslenme düzensizliği ve yanlış besin seçimi gelmektedir. Beslenme faktörlerinin dışında stres de baş ağrısı oluşumda önemli bir yer kaplamaktadır. Fakat doğru besin tercihleri ile vücutta mutluluk hormonu adı verilen Seratonin seviyesini yükselterek gün içerisinde yaşadığınız stresi kontrol altına alabilirsiniz. 

Gelin birlikte günlük hayatta uygulayabileceğiniz, baş ağrınıza iyi gelecek yöntemlere ve besinlere bakalım:

Kafein!

Baş ağrınızı hafifletmek için türk kahvesi iyi bir çözüm olabilir. Fakat baş ağrısına iyi gelecektir mantığı ile kafeinde aşırıya kaçılmamalıdır. Gün içerinde iki fincan kahveyi geçmemeye özen göstermelisiniz.

Magnezyum yetersizliğiniz olabilir!

Çok sık başınız ağrıyor ise magnezyum seviyeniz düşük olabilir. Gün içerisinde beslenmenize kuruyemişleri ekleyebilir ve koyu yeşil yapraklı sebzeleri daha çok tüketebilirsiniz. En önemlisi tansiyon probleminiz yok ise her gün bir tane maden suyu tüketerek magnezyum seviyenizi arttırabilirsiniz.

Zencefil!

Gün içinde tükettiğiniz suyun içine birkaç parça taze zencefil atarak tüketebilirsiniz. Zencefilin baş ağrısına ağrı kesiciler kadar iyi geldiği yapılan bazı çalışmalarda kanıtlanmıştır. Aynı zamanda zencefil baş ağrısının bazen beraberinde getirdiği bulantı problemine de çok güçlü doğal bir çözüm yöntemi olarak kullanılmaktadır.

Bitki çayları!

Stres kaynaklı baş ağrılarınız oluyor ise, vücudunuzda var olan stresi azaltmak ve vücudunuzu yatıştırmak için bazı bitki çaylarından destek alabilirsiniz. Özellikle rezene, melisa ve papatya çayı günde bir fincan olmak üzere sizi dinlendirerek baş ağrınızın hafiflemesine yardımcı olacaktır. 

Su tüketiminize dikkat!

Susuz kalmış bir vücut baş ağrısına neden olabilir. Bu sebeple gün içerisinde bol miktarda su tüketimi baş ağrınızı hafifletmeye ve geçirmeye yardımcı olacaktır. Unutmayın günde içtiğiniz en az iki litre suyun beden sağlığınızı koruyucu etkisi çok yüksektir.

Temiz hava ve egzersiz!

Oksijen alımınızı arttırmak, kapalı alanda çalışıyorsak açık havaya çıkmak mümkünse yürüyüş yapmak baş ağrınıza çok iyi gelecektir.

Bunların dışında ayrıca baş ağrınızın oluşumunu engellemek için yemek ve uyku saatinize dikkat edin:

  • Akşam en geç 20.00’ dan sonra bir şey tüketmemeye özen gösterin!
  • Gece geç saatlere kadar uyanık kalmayın!
  • Mümkün olduğunca dışarıdan yemek değil, kendi pişirdiğiniz yemekleri tercih edin!

Ve unutmayın! başınız ağrıdığı anda hemen ağrı kesicilere sarılmak yerine doğal yöntemler ile hafifletmeyi deneyebilir ve bunun sonucunda çok büyük faydalar görebilirsiniz

Herkese sağlıklı günler…

kefirin yararları

KEFİRİN FAYDALARI NELERDİR?

Öncelikle kefir nedir?

Kefir, sütten yapılan fermente bir içecektir. Kefir taneleri ayrıca soya sütü, pirinç sütü, fındık sütü ve hindistancevizi sütü gibi çeşitli süt alternatiflerinden de yapılabilir. Bakteriler sütü fermente eder ve vitaminler, asetat ve laktat gibi bir dizi farklı madde oluşturur. Görünüm olarak ayrana benzer fakat içerdiği probiyotikler yoğurttan farklıdır. 

Peki nedir bu probiyotikler? Probiyotikler, bağırsaklarda mikrobik dengeyi sağlayan canlı mikroorganizmalardır. Kefirde bulunan faydalı probiyotik bakteri türleri şunlardır: Lactobacillus acidophilus, Bifidobacterium bifidum, Streptococcus thermophilus, Lactobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus, Lactobacillus helveticus, Lactobacillus kefiranofaciens, Lactococcus lactis ve Leuconostoc türleri. 

Kefirin içerisinde bolca bulunan zararlı bakterilerin düşmanı bu probiyotikler vücudumuza ne gibi faydalar sağlar:

•          Besinlerle alınan veya vücutta sindirim problemleri sonucu oluşan toksik maddelerin vücuttan atılmasını sağlarlar.

•          Kabızlık sorununun ve ağız kokusu giderilmesine yardımcı olurlar.

•          Bağırsaklardaki zararlı bakterileri kontrol altına alıp, bağışıklık sistemini güçlendirirler.

•          Antibiyotik kullanımı nedeniyle doğal florası bozulan bağırsakları yeniden düzenlenlerler.

•          B grubu ve K vitamini üretimi ve emiliminde görevlidirler.

•          Kalsiyumun bağırsaklardan emilimini arttırırlar.

•          Zararlı bakterilerin neden olduğu enfeksiyonları önlerler ,

•          Vajinal florayı dengede tutarak, vajinal enfeksiyonlara sebep olan patojen mikroorganizmaların (Candida) gelişimini engellerler.

•          İdrar yolu enfeksiyonlarına ve seyahatlerde ishale sebep olan E.coli bakterisinin gelişimini önlerler.

•          Alerji belirtilerini azaltırlar 

•          Cildin görünümünün iyileştirirler.

•          Sindirim kanalında bazı gerekli enzimleri üreterek sindirime katkıda bulunurlar. Laktoz ve protein sindirimini kolaylaştırmada etkilidirler.

Bu faydaların dışında kefir düşük laktoz içeriğine sahiptir. Fermantasyon sonucunda sütün içindeki laktozun çoğu laktik aside dönüştüğü için laktoz intoleransı olanlar da rahatlıkla kefiri tüketebilirler.

Sade kefiri gün içerisinde ara öğünlerinize yanına bir porsiyon taze meyve ilave ederek rahatlıkla tüketebilirsiniz. 😊

tatil sonrası sağlıklı beslenme

TATİL SONRASI SAĞLIKLI YAŞAMA DÖNÜŞ

Tatil sezonu bitti şimdi sıra sağlıklı yaşama adım atmakta!

Yaz tatili boyunca kiminiz arkadaşlarınızı, kiminiz açık havada geçirilen zamanları bahane ederek sağlıklı beslenmeyi ve egzersizi bir kenara bırakmış olabilirsiniz. Sezon boyunca istemeden atlanan öğünler, alınan kilolar sizleri strese sokmasın! 

Kendi kendinize sağlıklı bir yaşam tarzına adım atmak oldukça basit! Gelin hep birlikte sağlıklı yaşama ilk adımı atmak için neler yapabileceğimize bakalım: 

  • Asla sağlıklı yaşama geçmek için pazartesileri beklemeyin!

İlk olarak kesinlikle sağlıklı yaşamı dönemsel düşünmeyin. Bu sağlıklı yaşam yolculuğunu yaşam tarzınız haline getirmeli ve zorunluluk olarak görmekten vazgeçmelisiniz.

  • Yemek yerken odağınız yediğiniz yiyeceklerde olsun!

Bilinçsiz tüketimi önlemek ve porsiyon kontrolünü sağlamak için yemek yerken televizyon, telefon gibi dikkat dağıtıcı aktivitelerden kaçının.

  • Ne olursa olsun öğün atlamamaya çalışın!

Atlanan her öğün bir sonraki öğününüzde daha çok karbonhidratlı gıdalara yönelmenize sebep olacaktır.

  • Su içmeyi gün içerisinde kendinize hatırlatmayı unutmayın!

Vücut ısısının dengelenmesi, metabolizmanın devamı ve vücuttan zehirli atık maddelerin atılması için su çok önemlidir. Bu yüzden sağlıklı bir yaşamın başlangıcı olarak gün içerisindeki su tüketim miktarınızı 2,5-3 lt ye çıkartmaya çalışın.

  • Beslenmenizdeki yağ tüketimini azaltın!

Günlük beslenmenizde margarin, tereyağ gibi katı yağlardan uzak durun. Zeytinyağını günlük beslenmenize dahil edin.

  • Sağlıklı pişirme yöntemlerini tercih edin!

Yemeklerinizi hazırlarken kızartma yerine ızgara, haşlama, buharda ve fırında pişirme yöntemlerini kullanın.

  • Dışarıdan aldığınız paketli gıdalara sınırlama getirin!

Paketli gıdalar hem kilo aldırıcı hem de hastalıklara yatkınlığı arttırıcıdır. Kesinlikle paketli abur-cuburları tüketmeyin!

  • Meyve-Sebze tüketiminizi arttırın!

Mevsim meyvelerini ve sebzelerini öğünlerinize bolca ekleyip posa alımınızı arttırmaya çalışın.

  • Yediklerinizi yazın!

Gün içerisinde hangi besini fazla tükettiğinizi görmek, hangi besin ögesinden eksik kaldığınızı fark etmenize yaracak bir yöntem olarak gün sonunda yediklerinizi yazabilirsiniz. Böylece beslenme düzeninizdeki hataları fark ederek düzenlemeye başlayabilirsiniz

  • Egzersizi ihmal etmeyin! 

Son olarak sağlıklı yaşam denince akla ilk gelen egzersizi günlük rutinlerinize ekleyin. Egzersiz günün stresini atmanıza yardımcı olacak ve mutluluk hormonu salgılamanızı sağlayacaktır.

emziren anneler kilo verebilir mi?

EMZİREN ANNELER KİLO VEREBİLİR Mİ?

Anne sütü doğadaki en değerli besindir. Anne sütünün verimi bebek için çok önemlidir. Sadece anne sütü ile beslenen çocukların bağışıklık sistemi daha güçlü olur ve bu sayede birçok hastalığa karşı korunurlar. Emzirme döneminde annenin kaliteli beslenmesi gerekir.

Toplumda bol şekerli ve sütlü tatlıların çok süt yaptığı düşüncesi ise tamamen yanlış bir düşüncedir. Tam tersi emzirme dönemi annenin kilo alacağı değil, sağlıklı ve dengeli beslenerek hem bebeği için kaliteli süt üretebileceği hem de doğum kilolarından kurtulabileceği bir dönemdir.

Doğumdan sonra ilk 2 aydan sonra emzirerek sağlıklı bir şekilde kilo kaybetmek mümkündür. İlk 2 ay kilo kaybında aceleci davranmamak gerekir. İlk 2 ayda biraz ağırlık artışı da görülebilir. Bu durum hormonal değişiklikler nedeniyle normaldir. İştah daha açık olduğundan vücutta yağ artışı da olabilir. Bu süreçte kalorinin çok fazla kısıtlanması yetersiz enerji alımından dolayı halsizliğe ve sütün azalmasına neden olur.

Emzirmenin ilk 3-6 ayında vücut kendiliğinden yağ yakmaya ve ağırlık kaybetmeye başlar. Yapılan araştırmalarda da emziren annelerin emzirmeyen annelere göre daha hızlı kilo verdiği görülmüştür. Düzenli ve sağlıklı beslenme ile haftada 0,5 kg ağırlık kaybının olması normaldir. Verilen bu ağırlık miktarı annenin kilosuna ve emzirme miktarına göre 1 kg’a kadar çıkabilir. 

“Peki egzersiz yapabilir miyim?” diye sorarsanız: 

Emziren annelerde ağır egzersiz sonrasın sütün laktik asit içeriği aratabilir. Artan laktik asit içeriğinden dolayı sütün tadı değişebilir. Bazı bebekler değişen bu tattan hoşlanmazlar ve sütü içmek istemeyebilirler. Bu durumun önlenmesi için annenin emzirmeden 90 dk önce veya sonra egzersiz yapması önerilir.

Son olarak, hiçbir zaman moralinizi bozmadan, sütüm artsın diye gereksiz kalorili besinler tüketmeden, bir beslenme uzmanı ile birlikte bu süreci yürütmenizi tavsiye ederim. 😊

Sevgiler

RESVERATROL

RESVERATROL NEDİR?

  • Resveratrol, antioksidan gibi davranan bir bitki bileşiğidir.  Başlıca besin kaynakları arasında kırmızı şarap, üzüm, bazı meyveler ve yer fıstığı bulunur.
  • Bu bileşik, çoğunlukla üzüm ve çilek kabuklarında ve tohumlarında yoğunlaşma eğilimindedir.
  • Resveratrol takviyeleri kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir.
  • Resveratrol takviyeleri, hayvanlarda kan yağlarına fayda sağlayabilir.  Bir antioksidan olarak LDL kolesterol oksidasyonunu da azaltabilirler.
  • Resveratrol takviyeleri, hayvan çalışmalarında ömrünü uzatmıştır.  Ancak, insanlarda benzer bir etkiye sahip olup olmayacakları net değil.
  • Güçlü bir antioksidan ve antiinflamatuar bileşik olan resveratrol, beyin hücrelerini hasardan korumada umut vaat ediyor.
  • Resveratrol, farelerin daha iyi insülin duyarlılığı geliştirmesine ve diyabet komplikasyonlarıyla savaşmasına yardımcı oldu.  Gelecekte, diyabetli insanlar da resveratrol tedavisinden faydalanabilir.
  • Resveratrol, kıkırdağın parçalanmasını önleyerek eklem ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.
  • Resveratrol, test tüplerinde ve hayvan çalışmalarında heyecan verici kanser bloke edici aktivite göstermiştir.
  • Resveratrol takviyeleri çoğu insan için muhtemelen güvenli olsa da, belirli ilaçlarla etkileşime girebilirler ve bunların nasıl etkili bir şekilde kullanılacağına dair henüz net bir kılavuz yoktur.