çay - kahve ilişkisi

ÇAY MI YOKSA KAHVE Mİ ?

Hava sıcaklığının hissedilir şekilde düşmesi içimizi ısıtacak sıcak içecek tüketimini arttırıyor. Bunlardan aklımıza ilk gelen vapurda içtiğimiz sıcacık çay ile ofise gelir gelmez sarıldığımız kahve oluyor. Çayın da kahvenin de  ayrı ayrı seveni çok olmasına rağmen , sağlıklı yaşam için tüketim miktarına dikkat edilmelidir. Sağlıklı tüketim miktarını belirleyense içlerinde olan kafeindir. 

             Kafein kahve ,çay, kola, çikolata, kakao, enerji içeceği gibi birçok besinde bulunan merkezi sinir sitemini uyarıcı etkisi olan bir maddedir. Kafeinin normal miktarı kişiye göre değişir. Kafeine karşı duyarlılık; tüketim sıklığı, düzenli olarak alınan miktar, vücut ağırlığı ve fiziksel koşullar gibi pek çok faktör vardır. Bir çok çalışmada, yetişkinler için güvenli olarak tüketilebilecek kafein miktarının günde 300 mg (yaklaşık 3-4 fincan kahve ya da 5-6 büyük bardak çay) olduğu belirtilmiştir. 

            Kafein vücutta depolanmaz, alındıktan 3-4 saat sonra vücuttan atılır. Çay ve kahve bitkilerinin çeşitliliği de içerdikleri kafein miktarlarını etkilemektedir. Bir bardak yeşil çayda 20 mg, siyah çayda 40 mg ,bir fincan türk kahvesi yaklaşık 50-60mg ,bir kupa filtre kahve 85-90mg kafein bulunmaktadır. Buna rağmen çayın antioksidan gücü ise kahveden çok daha yüksektir.

            Çay ile kahve arasındaki en büyük fark uykuya etkileri ile ortaya çıkmaktadır. Bir günde aynı miktarda çay ve kahve içen kişiler üzerinde karşılaştırma yapan araştırmacılar, her iki içeceğin gün içinde benzer yararlar göstermesine rağmen, kahve içenlerin geceleri daha zor uyuduğunu ifade ediyor. Çay içenler ise tersine daha uzun ve rahatlamış halde uyuyor.

            Kahve ve çayın fazla tüketimi dişlerde sararmaya neden olmaktadır. Diş hekimleri, çaydaki doğal pigmentlerin diş minesine daha kolay yapıştığını, kahvenin ise dişlerde daha az sararmaya yol açtığını ifade ediyorlar.

             Antrenman öncesinde kafeinli bir içecek egzersiz performansını arttırmakta, yağ yakımını hızlandırmaktadır. Egzersizden önce yaklaşık 330-350 mL düşük yağlı latte seçimi yaklaşık 120 kalori, 10 gram protein ve 75 mg kafein içeriği ile iyi bir seçim olacaktır.

           Çayın sinirleri yatıştırdığına dair bilimsel veriler bulunmaktadır. Düzenli çay içenlerin, topluluğa konuşma gibi heyecan yaratan durumlarda daha sakin psikolojik tepki verdiği bulunmuştur. Ayrıca günde üç fincan çay içenlerin depresyon riskinin içmeyenlere kıyasla yüzde 37 daha az olduğu gözlemlenmiştir. 

            Günde birkaç fincan çay içmenin diyabet riskini azalttığı, kafeinsiz kahvenin de aynı etkide bulunduğu belirtiliyor. Hem çay hem de kahve  içerdikleri farklı antioksidan öğelerle kalp damar sağlığını korumakta hatta bazı kanser risklerini azaltmakta da etkilidirler.

Sonuç olarak  çay ve kahvenin yararları göz ardı edilmese de  tüketim miktarına bağlı olarak sağlığa zararları da göz önünde bulundurulmalıdır. Günlük  çay ve kahve tüketiminin yaklaşık 3-4 fincan kahve ya da 5-6 büyük bardak çay şeklinde tüketilmesi yeterli ve faydalı olacaktır.

alkali beslenme

ALKALİ BESLENME

Alkali diyetler, alkali beslenme şekli bahar aylarının gelmesiyle birlikte kilo vermek isteyen kişilerin tekrar dikkatini çeken bir yöntem olarak gündeme gelmeye başladı. Peki  yapılan alkali diyetlerin  gerçekten zayıflamaya yönelik bir etkisi var mı?

Alkali beslenme şekli ,besinlerin asit ve alkali içerikleri nedeniyle vücuttaki pH dengesinin değişebileceği görüşünü  savunmaktadır. Alkali  diyet savunucuları ,vücudun asit baz dengesini alkaliye kaydırarak metabolizmanın hızlandığını ve bununla birlikte kişilerin daha rahat zayıflayabileceklerini söylerler. pH değerinin 0-7 arasında olması asit,7 olması nötr,7-14 arasında bir değerde olması alkali bir ortamı ifade eder. Buna göre tüketilen besinlerin asit oranı yüksekse vücudun pH dengesi asit, alkali  besin grubunun tüketilmesi ile ph değerinin alkali olur. Kümes hayvanları, balık, süt, yumurta, tahıllar, alkol  asit ortam yaratırken ,meyveler-sebzeler,yağlı tohumlar, baklagiller alkali ortam oluşturuyorlar.Peki yediklerimiz kan pH’ını mı etkiliyor yoksa idrar pH’ını etkiliyor?

Alkali diyet uygulamaları ile kan pH’ı değil idrar pH2ı değişmektedir. Eğer vücuda aldığımız yiyecekler kan pH’ını etkiliyor olsaydı vücutta birçok işlev gerçekleşmez ,sağlık için birçok risk ortaya çıkardı. Kan pH2ı vücuttaki mekanizmalar tarafından düzenlendiği için dışardan müdahalelerle vücudun asit-baz dengesi değiştirilemez.

sonbahar enerjisi

SONBAHARDA ENERJİNİZİ ARTTIRACAK ÖNERİLER

DEMİR DEPOLARINI DOLDURUN

Özellikle   kadınların  kendini sürekli yorgun hissetmesi vücutlarında demir depolarının yetersiz olmasından kaynaklanır. Toplumumuzda kadınların neredeyse % 50 sinde demir eksikliği anemisi görülmektedir. Öte yandan hala düzenli regli oluyorsanız, her ay demir kaybediyorsunuz demektir. Bunu diyetinizle ve ya ek besin destek ürünleriyle tamamlamazsanız, demir eksikliğinden kaynaklanan anemi veya kronik yorgunluk gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Ayrıca demir yetersizliği metabolizmanızı da yavaşlatır. Gün içinde daha enerjik olmak için demir depolarınızı kontrol ettirip gün içinde demir kaynaklarını beslenmenize ekleyin.

BİTKİLERDEN ENEJİ ALIN

Enerji verici etkileri bilinen  bitkiler ginseng ve ginko bilobadır. Bunlardan yapılan çayları gün içinde  1 fincan olarak tüketirseniz enerjiniz gün boyu devam eder.

DOĞAL OLANI TERCİH EDİN

Doğal, minimum işlenmiş tüm gıdalar sadece sağlıklı yaşam için değil, aynı zamanda enerji düzeyinizi maksimuma çıkarmak içinde önemlidir. Mevsiminde meyve ve sebze tüketip maksimum biyoyararlılık kazanabilirsiniz.

EGZERSİZİ ATLAMAYIN 

Okulların açılması , tatillerin bitmesi ,sonbaharın başlaması derken hayatın içindeki koşuşturma da başlamış olacak . Enerjinizi gün içinde koruyabilmek ve devamlılığını sağlayabilmek için öğle aralarına da küçük egzersizler koyabilirsiniz. Bu sayede hem metabolizmanızı çalıştırmış hem de öğle tatilinizi  daha keyifli hale getirmiş olursunuz. Programınızı öğle tatilinde egzersiz yapmaya uygun hale getirirseniz enerjinizi akşama kadar koruyabilirsiniz.

GÜN İÇİNDE UFAK DİNLENMELER YARATIN 

Öğlen uykusu isteğinin doğal bioritim alışkanlıklarının sonucu olduğu düşünülmektedir ve genellikle imkanınız varsa bunu yapmanız en doğrusudur. 1-2 saat uykuyla savaşmak yerine 15-20 dakikalık uyku sonrasında yenilenmiş olarak devam etmek gün içindeki enerjinizi yükselterek öğleden sonraki saatlerin daha verimli geçmesine yardımcı olur.

BESLENME ve DİYET  UZMANI 

ZÜLAL YALÇIN 

kudret narı

KUDRET NARI

Adından da anlaşıldığı üzere sağlığımıza birçok faydası bulunan kudret narı hakkında ne kadar bilgiliyiz?

Kudret narı tropikal ve kabakgil ailesinden olan sarmaşık şeklinde bir meyve olarak karşımıza çıkmaktadır. Kudret narının içerisinde kırmızı renkte zehirli olduğu bilinen çekirdekleri bulunmaktadır. Mevsim olarak sonbahar aylarında olgunlaşmaya başlamaktadır. Olgun kudret narının rengi parlak turuncudur. Tadı çok acı olduğundan tek başına pek tüketilmese de diğer sebzelerde beraber yemek olarak, çorba ve bakliyat yemeklerine katılarak ya da dolma şeklinde yenmektedir. Türk mutfağında pek yer almaz ancak alternatif tıpta zeytinyağı veya bal ile karıştırılıp tedavi amaçlı kullanılmaktadır.

Kudret narı ile ilgili yapılan çalışmalarda; Obezite, Diyabet (şeker hastalığı) gibi hastalıklarda etkili olduğu ve bağışıklığı güçlendirdiği yönünde sonuçlar ortaya çıkmış, ayrıca kanserli hücrenin büyümesini engellediği bile bulunmuştur.

Kudret narının bilinen faydaları nelerdir?

Mide ve bağırsak sağlığı için birebir

Kudret narı mide sorunlarını çok hızlı bir şekilde çözmektedir. Özellikle gastrit ve ülser gibi hastalıklar üzerinde oldukça etkilidir. Mide hastalığına sahip olan kişilerin, zeytinyağı ile beraber günde bir kaşık tüketmeleri hastalığın hafiflemesine yardımcı olacaktır.

Kan şekerinin düzenlenmesinde rol oynar

Kudret narı içerdiği doğal bileşimler sayesinde kandaki şekeri dengeleyerek, kan şekerinin düşmesine engel olmaktadır. Aynı zamanda tip2 diyabet hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Yapılan bir çalışmada kudret narı ekstresi kullanan diyabet hastalarının tokluk şekerinin ve HbA1c değerinin yüksek oranda düştüğü görülmüştür.

Kanser hücrelerinin yayılmasını önler

Kudret narı kanserli hücreler ile savaşmaktadır. Özellikle aç karna tüketilen bir tatlı kaşığı kudret narının meme kanserine karşı koruyucu olduğu bilinmektedir.

Kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucudur

Kudret narının kan sulandırıcı etkisi vardır. Kalp damar ve yüksek tansiyona iyi gelse de özellikle regl öncesi, hamile ve emzirme döneminde kullanılması oldukça sakıncalıdır. Kan sulandırıcı ilaç kullananların da doktora sormadan tüketmemesi gerekmektedir.

Yanık ve yara lekelerinin tedavisinde rol oynar

Vücuttaki yanık ve yara lekelerini gidermede kullanılmaktadır. Çekirdekleri çıkarılmış kudret narını ezip macun haline getirin ve cam bir kavanozda üzerine biraz saf zeytinyağı ekleyip yaklaşık 1 sene kadar yara ve yanık leke tedavisi için kullanabilirsiniz.

Peki nasıl tüketebilirsiniz?

Kudret Narının içinde tüketirken çıkarmanız gereken çekirdekleri bulunmaktadır. Görüntü olarak salatalığa benzese bile tadı acıdır. Bu yüzden normal meyveler gibi yemeniz mümkün değildir. Bu yüzden kudret narının farklı tüketim yolları bulunmaktadır.

Zeytinyağı ile birlikte kullanımı: Kudret Narı olgunlaştığında turuncu bir renk almaktadır. Olgunlaşan kudret narı meyvesinin iç kısımlarını çıkartıp cam bir kavanoza yerleştirin. Üzerine bir su bardağı saf zeytinyağı koyarak dört ay bekletin. Macun kıvamını aldıktan sonra sabahları aç karnına tüketebilir ya da cilt lekelerinize sürerek bu doğal tedavi yöntemini uygulayabilirsiniz.

Bal ile birlikte kullanımı: Olgunlaşan kudret narı meyvesinin iç kısımlarını çıkartıp püre haline gelene kadar ezin. Cam bir kavanoza koyun. Püre haline getirdiğiniz meyveye miktara bağlı olarak bal karıştırabilirsiniz. Özlerinin birbirine iyice geçmesini sağlamak için yaklaşık 3 hafta kadar kapağını açmadan dinlendirin. Yaptığınız karışımı sabah bir şey yemeden önce bir tatlı kaşığı kadar tüketebilirsiniz. Gün içinde tüketmenizde herhangi bir sakınca yoktur ama boş midenize tüketmeniz fayda görmeniz açısından daha etkili olacaktır.

Şunu da unutmayın! 

Kudret narının fazla tüketimi karaciğerde birçok hasara yol açabilir. Bu yüzden belirli ölçülerde tüketilmesine özen gösterilmelidir. Doktora ve beslenme uzmanına danışmadan tüketilmemelidir.

AKŞAM SPORU

Hayatın koşuşturmacası ve yoğun temposu içinde, düzenli egzersiz yapmak için zaman bulmak çoğunlukla zor olabiliyor. Kilo verme sürecindeyseniz ve spor için vakit ayırıyor olsanız bile aklınıza şu sorular geliyor olabilir.

  • Acaba sporu gündüz mü yapmalıyım yoksa akşam mı?
  • Akşam spor yapmak zararlı mı?
  • Yemekten ne kadar önce veya sonra spor yapmalıyım?

Hadi gelin bu soruları birlikte cevaplayalım:

  • Sabah sporu günün başında mutluluk hormonunuzu arttırır ve güne enerjik başlamanızı sağlar. Fakat çalışma temposu içerisinde sabah spora gitmekte zorlanabilir ve akşam spora gitmeyi tercih edebilirsiniz.
  • Akşam spora giderek günün tüm stresini atabilirsiniz. Düşünülenin aksine akşam sporu uykunuzu kaçırmaz! Hava karardıktan sonra yapılan spor daha kolay uykuya dalmanızı ve derin bir uyku çekmenizi sağlayacaktır.
  • Bu faydaların dışında akşam vücudunuzun oksijen kinetiği daha hızlıdır. Bu da yapılan egzersizin çok daha verimli olmasını sağlar. Ayrıca bir sonraki güne daha enerjik olmanızı sağlar. 😊
  • Yemek ile spor zamanı arası en az 2 saat olmalıdır. Akşam ara öğünden sonra ya da akşam yemeği yedikten 2 saat sonra spora başlayabilirsiniz. 

Şunu Unutmayın! Günün hangi saatinde spor yaparsanız yapın, egzersiz önemlidir. Sizin bedeninize en uygun zaman hangisi ise o anda spor yapabilirsiniz. Yeter ki hayat akışınız içinde spora rutin bir şekilde yer ayırabilin. Fakat zayıflamak ve sağlıklı bir bedene ulaşmak istiyorsanız, sporu sağlıklı bir beslenme düzeni ile birleştirmeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmayın!